Sultanlar LigiEfeler Ligi

Abdürrahim Albayrak: “amatör şubeler belirli bir süre kapatmamız lazım”

Galatasaray Spor Kulübü’nün ikinci Başkanı Abdurrahim Albayrak, CNN Türk’te Hakan Çelik’in konuğu oldu. Galatasaray Spor Kulübü’nün internet sitesinde yer alan haber şöyle:

İkinci Başkanımız Abdurrahim Albayrak’tan açıklamalar

İkinci Başkanımız Abdurrahim Albayrak, CNN Türk’te Hakan Çelik’in konuğu oldu. Koronavirüs tedavisi sonrasında sağlığına kavuşan ikinci başkanımız, bu süreçte yaşadığı zorlu zamanları anlattı.

İkinci Başkanımız Abdurrahim Albayrak hastanede yaşadığı günlerini şu sözlerle ifade etti:

“Tam 14 gün hastanede kaldım. Martın 18’inde hastaneye yatırıldım. O da tamamen tesadüf eseri oldu. Gribal bir şikâyet ile gittim. Çok öksürüyordum, ateşim vardı. Koronavirüs, mart ayının 10’unda Türkiye’de ilk defa meydana çıktı. Ben de 8 gün sonrasında hastaneye yattım. Ateşim 37-38 arasında dolaşıyordu. Akşamüzeri şirketten geldiğim zaman, sabah şirkete gittiğim zaman çok yorgun ve bitkin oluyordum. İmza atacak, konuşacak ve yürüyecek dermanım yoktu. Çok acı çekiyordum. Şirketimizin doktoru, hemşiresi gelip serum takıyorlardı. O gün eve gittiğimde eşim çok rahatsız olduğunu ve sırtının ağrıdığını söyleyerek onu hastaneye götürmemi söyledi. Hastaneye gidecek halimin olmadığını, şoförle gitmesini söyledim. O da gitmişken benim de kontrolden geçmemin yararlı olabileceğini dile getirdi. Arabaya bindik ve hastaneye gittik. Bizi tomografiye aldılar. Orada ciğerlerimizi zatürrenin kapladığını belirttiler. O anı tarif edemem. Sizi bırakamayız, burada kalmanız lazım dediklerinde eşim ağlamaya başladı.”

“Sanki bir kuş kafesine girdik. Kapıyı kapadılar, küçücük bir odada bizi bırakıp gittiler. O gün koronavirüs hastalığına yakalandığım söylendi. Kimsenin moralini bozmak istemiyorum ama o an hayatınız gözünüzün önünden film şeridi gibi geçiyor. Ne olacağınızı bilemiyorsunuz, hastalığınızın ilacı belli değil. Başka bir hastalıktan yatarsanız doktoru, tedavisi bellidir. O anda aklınızdan her şey geçiyor. Çok kötü şeyler düşündüm. 14 gün eşimle aynı odada kaldık. Oksijen alamıyorsunuz, camınız bile açılmıyor. O sıralarda çok kızıyordum; Bakırköy Sahil’de insanlar sigara içe içe dolaşıyorlardı. Yapmayın Allah aşkına, kendinizi yakıyorsunuz bari başka insanları yakmayın diye söyleniyordum kendi kendime. İnsanlar bu tehlikenin hala farkında değil diye zannediyorum.”

“Biz güçlü ülkeyiz, güçlü insanlarız, biz Türk’üz. Ne mutlu bize. Biz bunu Allah’ın izniyle pes etmeden yeneceğiz; ama ne olur büyüklerimize, devletimize güvenelim. Televizyonda hocalarımızın söylediğine kulak asalım. Pes etmek yok, asla da moralimizi bozmamamız lazım.”

“İl Sağlık Müdürümüze, Bakırköy Sağlık Teşkilatına, hastanedeki bütün doktorlarıma teşekkür ediyorum. Sağlık çalışanları bizim kahramanlarımızdır. Maalesef onlar arasında da ciddi şekilde hastalananlar oldu. Onları ne kadar övsek azdır, haklarını ödeyemeyiz. İnanılmaz çalışıyorlar ve özveri gösteriyorlar. ”

“Allah’a şükürler olsun ki hayatımda hiç sigara içmedim. Şu anda sizinle berabersek önce Yüce Allah’ım, sonra doktorlarımız sonra da sigara içmememdendir.”

Teknik direktörümüz Fatih Terim ile görüşüp görüşmediği sorulan ikinci başkanımız Abdurrahim Albayrak, hastalık öncesi süreç ile ilgili şu anektotları aktardı:

“Fatih hocam ile her gün konuşuyoruz. Hayat devam ediyor. Bundan sonra ligler başlayacak. Hocam hastaneye yattığında çok üzüldüm. Acaba benden mi bulaştı düşüncesi beni kahretti. Bilemezsiniz kimden geçtiğini. Önceden bir sürü yabancı menajerler ile görüştüm. Onlardan mı geçti diyemem. Hep içimde bir acaba yaşadım ve hocama bir şey olmasın diye dua ettim. Hastalığın zirvesinde iken 8 Mart’ta Sivas’tan döndüm. Maç saati yaklaşıyordu, beni bulamayanlar panikledi. O gün çok rahatsızlandım. Galatasaray’ın doktorları geldiğinde bitkin haldeydim. Ertesi gün biraz iyileştim. O gün eski başbakanlarımızdan Mesut Yılmaz aradı. Yemeğe davet etti. 9’unda Mesut Yılmaz’a gittim. Yemek yedik, sohbet ettik. Biraz öksürdüm o gün. Mesut Yılmaz’ın kardeşi Turgut Yılmaz ve Sinan Uyanık vardı. Ondan önce de Mustafa Erdoğan’ın iş yerine oğlum Hikmet ile birlikte gittim. Kızının düğününe gidemediğim için ziyarette bulunmuştum. Oradan Mesut Yılmaz’a geçtik. Sabahlara kadar hep dua ediyordum. 1-2 gün önce görüştüğüm insanlar için… Mesut Yılmaz’ın geçirmiş olduğu bir rahatsızlık var. O yüzden bu virüsü kapmaması lazım. Bir şey olsaydı kendini affedemezdim. Beni arayıp moral veriyorlardı, ama onlara bir şey söyleyemiyordum.”

“Havaalanı taraflarında çok dolaştık. Bizim orada pilotları ve hostesleri taşıyan binek araçlarımız var. Orada çalışan şoförlerle çok iç içe olduk. Yazıhanemde onları topladım ve çay içtik. Hepsine sarıldım, öptüm. Bundan sonra insanları sarılıp öpmeden nasıl yaşayacağımı bilmiyorum. Ben nereye girersem gireyim, insanlara dokunmayı, sarılmayı seven, karşı tarafı mutlu etmek için elimden geleni yapmak isteyen yapıda bir insanım. Bunu nasıl frenleyeceğim onu da merak ediyorum.”

“Şu anda bir sağlık şikâyetim yok. Çok iyiyim. Eşimin sırtı ağrıyor. Doktorlar psikolojik dediler. Hiçbir türlü bu olayı unutamıyor. Sabahlara kadar uyuyamıyor.”

“Vücudumda yetecek kadar kan kalsın. İnsanlar iyileşecekse kanımın son damlasına kadar vermeye hazırım. Çünkü orada bulunduğunuz hastanede, ne şartlarda olunduğunu, kafanızdan neler geçtiğini çok iyi biliyorum. Benim vereceğim kan ile insanlar iyileşecekse, bana yetecek kadar kan bıraksınlar, geriye kalanları alsınlar.”

“Mustafa Cengiz başkanım günde 10 sefer arayıp üzüntülerini belirtti. Yusuf Günay, Kaan Kançal, yönetim kurulundaki tüm arkadaşlarımıza ve camiamıza teşekkür ediyorum. Ezeli rekabet her zaman ebedi dostluktur. Bu hastalık bize çok şey öğretti. Göksel Gümüşdağ, hastalanmadan aradı geçmiş olsun dedi. Duyunca ben de onu aradım. Bu dönem içinde binlerce, yüz binlerce insan aradı. Bütün kulüp başkanları aradı. Ali Koç en az 10 sefer aradı. Ahmet Ağaoğlu aynı şekilde. Beşiktaş Kulübü Başkanımız Sayın Ahmet Nur Çebi, Göksel Gümüşdağ, herkes aradı…  Hepsine teşekkür ediyorum. Esas Galatasaray tribünlerine, ultrAslan’daki arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Çok aradılar ve moral verdiler. Onlara ayrı teşekkür ediyorum. Eski TFF Başkanı Yıldırım Demirören de defalarca arayıp moral verdi. Ona da çok teşekkür ediyorum.”

“En büyük teşekkürü Sayın Cumhurbaşkanımıza göndermek istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanı beni aradığında çok üzgün bir ses tonuyla, “Abdürrahim nasıl bulaştı sana bu hastalık” dedi ve uzun bir konuşmamız oldu.  Emine Erdoğan hanımefendi yanındaydı ve kendisiyle de konuştum. Kendisine çok teşekkür ediyorum. Bilal Erdoğan Beye çok teşekkür ediyorum. Çok aradılar. Sağlık Bakanımıza ne kadar teşekkür etsek azdır. Onu doğuran annenin ellerinden öpüyorum. Böyle bir Sağlık Bakanımız olduğu için Türk halkı olarak mutlu olmamız ve ona teşekkür etmemiz lazım. Yanımdaki hemşire ile konuşup iğnelerimden ilaçlarıma, serumlarımdan vitaminlerime kadar neleri kullanacağımı bizzat söyledi. Sağlık Bakanımızı Türkiye’ye kazandıran Sayın Cumhurbaşkanıma teşekkür ediyorum.”

“Yargıdan çok büyük destek aldım. Yargıtay’da Galatasaray Aslanlar grubu var. Binlerce mesaj yolladılar. Buradan arayıp da dönemediğim herkese teşekkür ediyorum.”

Devletimizin, milli dayanışma kampanyasına katkıda bulunma çağrısı hakkında gelen soruya yanıt veren ikinci başkanımız, “Sayın Cumhurbaşkanımız televizyona çıkarak, bizim için, Türk halkı için yardım kampanyası başlattı. Bu çağrıya kayıtsız kalamazdım. Benim buna kayıtsız kalmam kendime saygısızlık olurdu. Seve seve o katkıyı yaptım ve yaptığım için mutlu ve huzurluyum. Dünyada kimin aklına gelirdi ki Kâbe, o mübarek topraklar ibadete kapanacak? Benim de defalarca ibadet ve tavaf ettiğim Kâbe’de kimse yok. Kimse umreye, hacca gidemiyor. Kimin aklına gelirdi bu? Silkelenmemiz lazım.” ifadelerini kullandı.

Bağış adı altında dolandırıcılık şebekelerinin faal olduğunu belirten ve buna karşı halkı uyaran ikinci başkanımız Abdurrahim Albayrak, “Bir gün telefon aldım. Bahçelievler Belediye Başkanı Hakan Bahadır Bey’e bağladıklarını söylediler. Kendisi dostumdur. Bana başkanım sen hayırlı birisindir. Cumhurbaşkanımızın çağrısına da uydunuz, biz burada yurtlarda yatan garibanlar var. Onlara erzak vereceğiz. Sana da şu kadar para yazıyoruz dedi. Kabul ettim. Muhasebeye talimat verdim. Parayı gönderdikten sonra yardımcım Emel Hanım bana gelerek, fatura bilgilerinde kimse yok dedi. Belediye Başkanı Hakan Bahadır Beyi aradım. Başkanım parayı aldınız mı dedim? Ne parası diye yanıt verdi. Sabah benden para istemedin mi diye sordum. Hayır dedi. Benimle konuşanın kendisi olmadığını söyledi. Dolandırıldık herhalde dedim. Direkt İstanbul Emniyet Müdürümüz Mustafa Çalışkan’ı aradım. Emniyetimize güveniyoruz, dolandırıcıları en kısa zamanda yakalayacaklar. İnsanlar çok dikkat etsin, benden önce çok paralar gitmiş. İnsanlar uyanık olsun. Çok duygusal anıma rastladı benim de…”

“İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da aradı beni. Bu vesile ile ona da teşekkür ediyorum.”

“Aileme çok teşekkür ediyorum. Gelinim Alpin, oğlum Hikmet’in hastaneye gittiğini söyledi. Testi pozitif çıktı. Hikmet’i aradığımda ağlıyordu. Kaan ve Kerim diye iki torunum var. Onlarla çok oynadım, ne yapacağım diye ağladı. Kızım İlknur 38,5 derece ateş ile hastaneye geldi. Bir oğlum başka hastanede yatıyor, gelinim bir telefonun ucunda ağlıyor. Ben, hastanede eşimle beraber yatıyorum ve kızımın yanına gidemiyorum. Odada çırpınıyorum, kızıma ne oldu diye. Tek başına gelmiş hastaneye. Annesi, babası, eşi ve kardeşleri yok… Çok üzüldüm. O anda aklımı oynatacağımı zannettim. Allah’ım hiçbir anne ve babaya, bir gün içinde bu kadar değişik duygular yaşatmasın. O gece benim neler yaşadığımı bir ben bilirim bir Allah. Anlatmaya dilim dönmüyor. Allah oralara kimseyi düşürmesin. İki aydan kimseye bir şey olmaz. Evinizden dışarıya çıkmayın. Bu işin şakası yok.”

İkinci Başkanımız Abdurrahim Albayrak, ekonomik olarak kulüplerin zorlandığı dönemde bazı tedbirlerin alınacağını belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Eski dünya, eski Türkiye olmayacak. Herkes elini taşın altına koymak mecburiyetinde Hiçbir kulübün bu maaşları ödeme şansı yoktur. Mustafa Cengiz başkanımın önderliğinde her gün telekonferans yaparak tüm yönetim toplandık. Sponsorlar sponsorluklarını iptal etti. Futbolcuların maaşı, menajerlerin paraları ne bu sene ne de öteki sene ödenir. Bununla ilgili UEFA ve FIFA’nın ciddi kararları var. Futbolcular indirim yapmak zorundadır. Hiçbir gelirimiz yok. Yayıncı kuruluş ödemeleri durdurdu. Biz bu konuda çok ciddi bir şekilde çalışmalar yapıyoruz. Ya indirimleri ciddi şekilde yapacağız ve uygulamaya koyacağız ya da bu iş bitti diyeceğiz. Bence kulüplerle birlik olup amatör şubeler belirli bir süre kapatmamız lazım. Onlara ayıracak para olmayacak. Buna taraftarlarımız da camialarımız da razı olmalı. Yoksa kapıya kilit vurmak gerek. Durum o kadar ciddi.”

Sokağa çıkma yasağının olduğu bu günlerde liglerin şu dönemde tekrar başlayacağını düşünmediğini dile getiren ikinci başkanımız, “1-2 aydan bir şey olmaz. Evimizde kalalım, hastanede kalmayalım. Sigara asla içmeyelim. Bu sigaranın ne kadar zararlı olduğunu hastalığım döneminde bizzat gördüm ve yaşadım. Allah hepimizi sevdiklerimize bağışlasın.” diyerek sözlerini noktaladı.

kaynak: www.galatasaray.org

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Sayfadan Tam Olarak Yararlanmak İçin Lütfen Reklam Engelleyici Eklentileri Devre Dışı Bırakın.